büyük çapta

büyük çapta artan talep

booming demand

büyük çapta bozulmak

to deteriorate markedly Fiil

büyük çapta etki

great deal of influence

büyük çapta iş yapmak

ac on a large scale Fiil

büyük çapta kalkınmış ülkeler

highly developed countries İsim

büyük çapta kan dökümü

hecatomb

büyük çapta katkı

substantial contribution

büyük çapta kazanç

substantial gains

büyük çapta kullanım

large user

büyük çapta mal stoku yapmak

to lay in stocks pretty heavily Fiil

büyük çapta mal üretmek

to turn out large quantities of goods Fiil

büyük çapta misilleme

massive retaliation

büyük çapta ödemeler

heavy disbursements İsim

büyük çapta sanayileşmiş

highly industrialized

büyük çapta savaşa hazırlanmak

to prepare a war on a large scale Fiil

büyük çapta tasarruf

considerable saving

büyük çapta ticaret

extensive trade

büyük çapta ticaret yapmak

to trade in a large way Fiil

büyük çapta tüketen tüketici

large scale consumer

büyük çapta üretim

large-scale manufacture

büyük çapta üretim

mass production

büyük çapta üretim yapabilir

capable of high production

büyük çapta yatırımcı

large scale investor

birinin yetkilerini büyük çapta kısıtlamak

to restrict sb's powers within narrow limits Fiil

destekleyicilerin büyük çapta bulunmaması

marked absence of supporters

fiyatları büyük çapta düşürmek

to knock down prices Fiil

geçen ay büyük çapta artmış olmak

to shoot up in the last month Fiil

hem coğrafi bakımdan yayılma hem de ürün çeşitlendirme amacıyla büyük çapta harcamalar yapmak

to spend heavily on both geographical and product diversification Fiil

işgücü nde büyük çapta azalma

broad-scale workforce reduction

işgücünde büyük çapta azalma

broad-scale workforce reduction

kâr etmeden ya da cüzi kârla büyük çapta satış yapabilmek

buy turnover

trafiğin büyük çapta artması

traffic seizure